22 Ekim 2008

Roma Roma Roma

Çok sevdim ben bu şehri. öyle sevdim ki aklımdan çıkmıyor bazı detaylar hala. İtalyan bir şikete geçmeyi planlıyorum artık. Yılda bir kaç kez iş için gitsem, biraz olsun teselli eder beni. Roma. Yeni favorim!..

Annem ve ebılla gittik bayramda Roma'ya pek çok Türk gibi. Duyduğuma göre 10 bin Türk varmış bayramda. E bir kısmıyla karşılaştık zaten turistik alanlarda. Özellikle Aşk Çeşmesi tam bir Türk durağıydı. Milletçe suya mı meraklıyız, adı mı hoşumuza gitti, yoksa "inanışa göre havuza para atanın tekrar Roma'ya gelecek olması" mı cazip geldi kestiremedim ama favori mekanı orasıydı Türklerin.

Türklere pek cazip gelmeyen kiliseler, tarihi mekanlar ve Vatikan'ı ve bilinen tüm turistik mekanları karış karış gezdik biz. Her yere hayran kaldık. Öyle yorulduk, öyle çok yürüdük ki...
İtalyanlara da bayıldım. Bu kadar neşeli, cana yakın, huzurlu bir millet olamaz. Sürekli şen kahkahalar, gülümseyen insanlar.
İtalyan adamlar hakkında söylenenler de ebılın ifadesiyle "şehir efsanesi değilmiş." Bir tane bakımsız, kötü giyimli ya da alelade İtalyan görmedim. Yaşları ne olursa olsun hepsi cillop gibiydi. Kadınlar, erkekler kadar güzel olmasa da onlarda annemin ifadesiyle "endamlıydı"
Yemekler şahaneydi. makarna, şarap, pizza, kahve, tatlılar... Tartışmasız mükemmel!

Kısaca Roma'yı sevdim hem de çok. Aşk çeşmesi efsanesi de umarım doğrudur ve ben yine oraya giderim...

Ve işte Roma için önerilerim:
  • Kesinlikle gidilmesi gereken bir yer. Doyasıya gezmek için minimum 1 hafta kalınmalı.
  • Gün içinde garip garip saatlerde tatil yapıyorlar. Birçok mağaza, restaurant öğle tatili için kapanıyor ve hatta öğleden sonra 3'e kadar kapalı kalıyor. Dikkat!
  • Şehri kesinlikle yürüyerek gezin. Görecek çok yer var her an ilginizi çekecek birşeye karşılaşabilirsiniz.
  • Napoli ve Pompei'yi de mutlaka görün. Üşenmeyin...
  • Aklınıza gelen gelmeyen tüm markalar var, alışveriş yapmak isteyenler için bir cennet .
  • İtalyanca dışında tek kelime bilmeyen italyanlar bile mutlaka bir şekilde yardımcı oluyorlar.

3 Ekim 2008

En Önce ve İlla ki Sağlık Olsun

Toprağı bol olsun. Oh. Mis gibi geldi şiiri yine. Her gün okumalıyım bu aralar bu şiiri. Unuttukça hatırlamalıyım... Hatta büyütüp salonun duvarına asmalıyım.

En Önce ve İlla ki Sağlık Olsun
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama.
Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin...
Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin.
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin.

Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart.
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine
Bak güzelim kahvaltının keyfine...
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis.

Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin.
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile.
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle..
Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de.

Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık.
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa...
Yürü, yürürken sağa sola bak...
Öylesine değil, görerek bak.

Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al...
Sonra, şöyle bir düşün...
Kimler sana yol açtı, sen çok darda iken, kimler seni ferahlattı,
Hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde, kimler kapını tıklattı?

Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara!
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor!
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak.
Günün güzeldi değil mi?
Akşamın da güzel olsun...

Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun...
Saklama tabakları, bardakları misafire.
Sizden ala misafir mi var bu dünyada?

Ailecek kurulun sofraya,
Öyle acele acele değil , vazife yapar gibi hiç değil.

Öyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi.
Tadına var akşamının...
Gece evinde, dostların olsun.
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun...
Arkadaşım,
Hayat bu..
Daha ne olsun?

Ama, en önce ve illa ki sağlık olsun!..
Can YÜCEL

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis