Tam 20 yıldır beklediğimiz günün gelmesine 2 ay kaldığına hala inanamıyorum. Çıt bile çıkarmadan 2 ayın da geçmesini bekliyorum...
30 Nisan 2010
29 Nisan 2010
Dönücem ben sana!
http://www.gettyimages.com/detail/98471719/Digital-Vision
Telefonu açıp da: “Hanımefendi iyi güner, geçenlerde konuşmuştuk bana dönecektiniz, dönmediniz” diyen tüm insanoğlu!
Gün içinde birçok insan gibi ben de birçok insanla konuşuyorum. Firmanın adını söylemeden, kendi adını ve soyadını vermeden, konuştuğumuz konunun ne hakkında olduğunu belirtmeden neden hesap soruyorsun yahu? Deli misin?!
Labels:
ofis
28 Nisan 2010
22 Nisan 2010
Gelincikler soldu ve o gün bize bir güneş doğdu
Barış'tan Demir'e
http://www.barisbicakci.com/temp/deadfish_gsvobbgd.mp3
2009’da en küçük parmak da eklendi bizim ele. Bizim evin bebeği, onların da bebeği oldu. Hemen her anını onlar da yaşadı, bizimle aynı tadı aldılar neredeyse. Demir en çok onları tanıdı, en baştan beri…
Ve 2009 onlara çok sevecekleri bir hediye verirken çok sevdiklerini aldı yanlarından. Gelincikler soldu üst üste hem de. Birinin acısını atlatamadan diğeri eklendi üstüne. Ve işte “güneş”in doğumu da tam o tarihlere denk düştü. Tanrı gelincikleri yanına alırken, güneşi teselli bıraktı onlara belki de…
İşte bu müzik onları, olanları anlatıyor, benim de taa içime işliyor…
http://www.barisbicakci.com/temp/deadfish_gsvobbgd.mp3
Bir elin 4 parmağıydık geçen yıla kadar. Herkes çok farklı, her anlamda. Farklılar daha mı güzel anlaşabiliyor, nedir bilmem…
2009’da en küçük parmak da eklendi bizim ele. Bizim evin bebeği, onların da bebeği oldu. Hemen her anını onlar da yaşadı, bizimle aynı tadı aldılar neredeyse. Demir en çok onları tanıdı, en baştan beri…
Ve 2009 onlara çok sevecekleri bir hediye verirken çok sevdiklerini aldı yanlarından. Gelincikler soldu üst üste hem de. Birinin acısını atlatamadan diğeri eklendi üstüne. Ve işte “güneş”in doğumu da tam o tarihlere denk düştü. Tanrı gelincikleri yanına alırken, güneşi teselli bıraktı onlara belki de…
İşte bu müzik onları, olanları anlatıyor, benim de taa içime işliyor…
20 Nisan 2010
İkna et beni hava!
Bahar gelsin artık. Sıcak olsun, yaz gelsin hatta.
T-shirtle çıkayım dışarı, balkon kapısı açık olsun.
Ofise kazakla gelmeyelim artık.
Sıcacık çay değil, buz gibi limonata cazip gelsin.
Hadi!!!
Labels:
güncel
16 Nisan 2010
Kabus
Rüyamda ne çok ölü görüyorum ben yahu. Hep sevdiğim insanlar ölüyor. Ağlaya ağlaya uyanıyorum. Oh rüyaymış diyor, yatıyorum; kaldığım yerden devam!.. Çevremde öldüğünü görmediğim çok az insan kaldı. Artık ölü görmeyince şüphelenmeye başladım. Tamam anladım, “ömür katıyorum” gördüklerime de ağır gelmeye başladı artık bana da…
Hazır yaz geliyor, hava güzelleşiyor, içim kıpır kıpır olmak üzere. Ölümlere, cenazelere biraz ara versem ya. Nasıl bir bilinçaltı bu böyle!!!
Hazır yaz geliyor, hava güzelleşiyor, içim kıpır kıpır olmak üzere. Ölümlere, cenazelere biraz ara versem ya. Nasıl bir bilinçaltı bu böyle!!!
Labels:
kabus
12 Nisan 2010
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)