30 Temmuz 2013

Ağlamak güçsüzlük müdür?

Dün gece çok geçti ve o uyumak istemiyordu. Ben de çok sinirliydim ve hemen uyumasını istiyordum.
Tüm gün beni özlemişti, istediği 3 yeni oyuncağını konuşturmam, onunla biraz ilgilenmemdi. Olan bitenle, yediğim son darbeyle o kadar meşguldüm ki onu dinleyemedim bile.
Yatmıyor diye kızdım,  ağlamaya başladı. Ben daha çok sinirlendim. Ağlamazsan oynarım dedim; sustu ama konuşmaya mecalim yoktu, oynayamadım, konuşturamadım o oyuncakları. Yine ağlamaya başladı. Ve ben de deli gibi bağırmaya. Sonra sustum.
Sarıldı oyuncaklarına gitti yatağına ve yattı.
Hiç konuşmadan öylece yattı. Işığı kapatayım mı dedim, evet dedi yavaşça.
Kapattım ve ben ağlamaya başladım bu sefer hem de kendimi durduramamacasına. O da başladı yine ağlamaya "çok mu üzüldün annecim" dedi. Aldım yanıma, sarıldım sıkıca.
Defalarca özür diledim, öptüm. Hiçbirşey demedi. Ben sarıldıkça o da öptü beni.
Affettin mi beni dedim, "olsun" dedi. affetmek ne demek onu bile biliyor mu emin değilim.
İlk defa durup dururken, hem de deli gibi haksızken bu kadar kızdım ona. O beni affetse de ben affedemiyorum yaptığımı. Sabaha doğru yanıma geldi; sarıldım, öptüm, ağladım.
"Ağlamak güçsüzlük müdür?" idi bu haftaki ödevim. Dün gece ölümüne güçsüzdüm.
Öyle güçsüzdüm ki bir daha asla o kadar güçsüz olmayacağım...
 

29 Temmuz 2013

Redd-i basit!

Aslında "basit" deyince aklıma ilk gelen Nazım'ın şiiri olur. Basit kelimesi geçtikçe tekrar ederim içimden "basit yaşayacaksın basit, mesela susayınca su içecek kadar basit".

Bu kadar severken ve anlam yüklerken bu şiire aslında en korktuğum insan tipidir "basit" olanlar. Basit yaşayan, basit yaşamaya çalışan değil; kendinden basit olanlar...

Kendince bir çizgisi olmalı insanın bence. Haddini önce kendi bilmeli. Nerede durup hareket edeceğini, kiminle ne konuşabileceğini ve kim olduğunu belki de en önemlisi. "Basit"lik zor bence aslında. İnsanın kendinin farkında olmaması yani. Ama şimdi anlıyorum ki daha acısı çevresindekilerin de bunu görememesi...

Bak blog aslında sana yazdıklarım hep kendime yönelik olur, biliyorsun. Ama canımı sıktı olan biten. Uyuyamıyorum, başka şey düşünemiyorum. Bu durum yeni olmasa da hayatımda bu olanların etkileri bu sefer iyice korkutuyor beni. Hayatımda hep basitlikten, basitlerden uzak durdum ben; rahat etmem yanında; hoşuma gitmez, sevmem. Arkadaşlarını gönlünce seçer ya insan; ben de hep seçici oldum. O yüzden yakın arkadaşım azdır. O yüzdendir seçtiklerim kendime göre dünyanın en iyileridir, yanyanayızdır yıllardır...

Oğlum için de hep aynı düşünceleri geçiririm içimden. Basit yaşayabilsin hayatı ama asla basit olmasın, basit insanlarla da...

Ve şimdi hislerim doğrulanıyor. Kanıtı SMS olarak geldi. Haddi olmayan, kendini bilmeyen, düşüncelerini, davranışlarını kontrol edemeyen birinden... Herşeyi kaldırabileceğimi düşünürken, bu kadar "basit" bir darbe çok zorladı beni. Ve itiraf ediyorum sana blog; anlayamadığım en önemli noktalardan biri seçimin bu kadar kötü, yanlış olabilmesi. Oğlumun hayatına, benim asla kabullenemeyeceğim birinin entegre edilebilme ihtimali. Kabullenebilme kapasitesine sahipken çok şeyi; işte bunu kabullenmeyeceğim. Kendim için değil, oğlum için kabullenmeyeceğim. Olabilecek herşeye rağmen.

Ve bunca zaman sonra canımı acıta acıta, içimi kanata kanata aklımdan ne geçiyor biliyor musun blog;
demek ki yıllar boşa gitmiş...

3 Temmuz 2013

Bitsen artık diyorum

İtiraf ediyorum, 2013 benim yılım!
İlk 7 ayda boşandım, kaza yaptım, soyuldum.
Kaldı 5 ay...

2 Temmuz 2013

Yine aynı talep...

Bana yine şans, başarı dilekleri, olumlu enerji, güzel yıldız konumu vb ne varsa lazım.
Evren, insanlık lütfen duyun beni...



Sonrasında tatile gidip enerji toplayıp bütüüün olmumlu enerjiyi ben de göndereceğim söz!..

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis