30 Eylül 2010

İstemiyormuşum ki...

Evet, evet. Sağol arkadaşım. Meğer duymak istediğim buymuş. İki gündür kendimi yemekten bu cümle sayesinde vazgeçtim. Niye patron olmak istemediğimi anladım. Şimdi daha neşeli çalışıyorum. Oh, bak yine rahatladım...

24 Eylül 2010

Yazdım, rahatladım

Bugün hırsımın tükendiği gün.

Canımın ev kadını olmak istediği gün. Demir’le oturup bir saat umarsızca tren oynanamak istediğim gün. Uğraştığım problemin çerçeveye yerleştireceğim fotoğrafa karar verememek olmasını istiyorum bugün. Akşam yemeğe ne pişirsem diye düşünmek istediğim, yemekten sonra yürüyüşe çıkmak istediğim gün. Çay saatinde nilly’le geyik yapmak istediğim, Demir’e sahilde kuşları göstermek istediğim gün. Kuaföre gidip manasızca fön çektirmek istediğim, caddenin en boş saatlerinde mağazalara girip çıkmak istediğim gün, işte bugün!

Canım rapor yapmak istemiyor, telefonla konuşmak, pazarlık yapmak da istemiyor. Yaptığım işleri açıklamak, yapacaklarımı sıralamak da istemiyor. Bilgisayar karşısında oturup gelen maillere cevap yazmak da istemiyor. Cart hanım, curt bey diye devlet meselesi haline getirdiğim işlerianlatmak da istemiyor.

Canım söylenmek istiyor bugün.
Olmayan iznime söyleniyorum.
Olsa bile istediğim anda kullanamayacağıma söyleniyorum.
Benim olmayan şirkete söyleniyorum.
Kendi şirketimi kurma becerisine/parasına sahip olmadığıma söyleniyorum.
Yıllardır uğraştığım halde hala böyle düşünebilmeme söyleniyorum.
Bugün Cuma ama haftasonumun iş dolu olmasına söyleniyorum.
Yazın bitmesine söyleniyorum.
Kendime söyleniyorum, uçan kuşa da söyleniyorum.

Oh be, yazmak iyi geldi.


22 Eylül 2010

Bu da insan mı? Değil!

Kimseye beddua etmek istemem ama...
Hakediyor!!!
Allah bildiği gibi yapsın!
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15839925.asp?gid=373

15 Eylül 2010

Mızık Minik adam

Minik adam hasta, kafasını kaldıramıyor, bir lokma yemek yemiyor, mızık mızık, kucaktan inmek bile zor geliyor, yürümeye mecali yok. Ama anne yanında yok! Ah be ah! Hastayken mızıklamasını çekmeyeceksem nerde kaldı cefakâr annelik...


Yıllardır biriken izinlerimi bırakıp dımdızlak vaziyette yeni işe başladığıma ve hatta çalıştığıma böyle günlerde çok üzülüyorum işte!

7 Eylül 2010

Güle güle...

Boğazımda bir düğüm var; yutkunuyorum geçmiyor birtürlü iki gündür. Küçücük bir kız çocuğu, uğraştı, çabaladı; ailesi çok çırpındı; olmadı. Tanrı onu da yanına aldı...
Nehir, Can ve adını bilmediğim niceleri...
Yerlerinde mutlu olsunlar, çocukluklarının tadını meleklerin yanında çıkarsınlar, artık hep gülsünler, oynasınlar...

2 Eylül 2010

Kuruttu beni!

İçim kurudu içim.
Enerjim gitti. Tüketti beni.
CRM alanında çalışıp da bu kadar "bitik" olmaz ki insan. Gidip evinde yatıp uyusa, ya da facebook profilindeki fotoğrafları saat başı değiştirse ya; müşteri adaylarına gidip iç kurutacağına.
Evlerden ırak valla. Randevu verirken sesten şüpheleniyorsanız içgüdülerinize kulak verin. Kulak verin de tükenmeyin...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis