27 Ağustos 2009

MJ efsanesi

Ölümünde yazmamışım birşeyler, bari bu postu yazayım. Toprağını sevsin, ben pek severdim Michael Jakson'ı. Efsaneydi.
Şahane bir site yapmışlar...
a tribute to MJ: http://www.eternalmoonwalk.com/

18 Ağustos 2009

Doğumu fotoğraflamak


Yeni adetler, yeni işler çıkıyor zaman içinde. Her türlü organizasyonda "yenilik" hedefi ortaya çıkarıyor tabi bunları. Klasik adetlerin dışında birşeyler katmak işin içine. Kimi çok gereksiz buluyor, kimi bayılıp hemen yapmaya çalışıyor.
Doğum fotoğrafçılığı da böyle birşey bence. Geçen yıllarda doğumhaneye kamera veriliyordu, bir hastabakıcı kaydediyordu. Sonra eşleri de içeri almaya başladılar, kayıt yapan bazen eşler oldu. Derken fotoğrafçılıkta bu dal doğdu, doğum fotoğrafları... İlk duyduğum andan beri çok hoşuma gitti benim bu fikir. Hayatta olabilecek en özel anlardan birini profesyonel birinin fotoğraflaması çok mantıklı bence. Hem o anın duygusallığı ile birşeyler atlanmadan fotoğraflanıyor herşey hem de çok daha güzel kareler çıkıyor ortaya.
Ben de araştırdım, soruşturdum ve enteresandır hiçbir yerden referans almamama rağmen Didem & Damla'da karar kıldım. Görüştük, anlaştık ve başardık! Damla geldi bizim doğuma. Çok doğru bir şeçim yapmışım. Herşey yolunda gitti ve ortaya çok güzel fotoğraflar çıktı. Kesinlikle hem doğumun fotoğraflanmasını hem de Didem&Damlayı tavsiye ederim...

7 Ağustos 2009

Anne olunca anladım

  • Bu lafın doğruluğunu
  • İnsan hayatının ikinci evresinin başladığını
  • Bu kadarcık, kısacık sürede bile o küçücük insana olan sevgiyi
  • O sevginin her geçen gün artabileceğini
  • O ağlarken ya da canı yanarken benimkinin daha çok yandığını
  • Gece uykusuzluğunun dayanılabilir olduğunu
  • Çiş – kaka temizlemenin bile mutluluk verebileceğini
  • Henüz bilinçsiz bile olsa gülümsemesi için dakikalarca yüzüne bakılabileceğini
  • Yüzünün, elinin, ayağının, her yerinin tüm detaylarını akılda tutulabileceğini
  • Bugüne kadar kokladığım tüm kokular içindeki en güzel kokunun o minik bedende olabileceğini...

4 Ağustos 2009

Bebekli hayat

Sanırım bundan sonraki birkaç ay boyunca yazılarım hep bebekli hayat temalı olacak. Zira 14 gündür, hayatımda başka hiçbir şey yok. Gelen gidenlerle konuştuğum başka konu yok, TV’de tek kare haber görmüşlüğüm, gazeteden tek satır okumuşluğum yok. Bütün gün “yan gel Osman” yatıyorum sananlar büyük bir hata yaparlar, günde neredeyse ortalama 4 saat uyuyorum. Geri kalan zaman nasıl geçiyor ben de anlamıyorum. Üstelik şimdi annem sayesinde ne yemek, ne ev işi ne de herhangi başka bir şey yapıyorum… Şimdi merak ettiğim konu annem evine dönünce ne yapacağım?! Ben öyle oip gibi değil iki çocukla kek yapmak; bir bebeğin taleplerini anca karşılarım. Rita isyan eder, evi bok götürür, akşam yemekleri dışarıdan söylenir herhalde. Kısa süre sonra anlarız durumu!

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis