30 Aralık 2011

Mutlu yıllar

2011 de bitiyor...
Bu aralar öyle çok iş var ki hiç birşeye zaman bulamıyorum. Yeni yıl hediyelerini dün öğle tatilinde şirketten kaçarak aldım.
Demire aldığım korsan gemisinin çok salakça bir hediye olduğunu da bu sabah anladım. Çocuk vapurları seviyor, üzerinde tek gözü bantlı adamların durduğu eski görünümlü gemileri değil ki.
Ha bir de ayak numarasını sadece tahmin ettiğim iş arkadaşıma terlik almam da ayrı bir konu. Neyse. 2012'de daha tutarlı davranışlar sergilemeyi bekliyorum kendimden...
Yine aklımda bu yıl yapmayı istediğim ve yapamadığım onlarca konu var.
2012'ye ümitsizce sarkıttığım yeni projelerim de.
Fotoğraf makinesi alıcam kendim. Şu kocaa objektifi olan, boyun koparan cinsinden. Onunla gezicem sağda solda. Yediğim yemeklerin dibine girip çekicem fotolarını, bloga koyucam...
Evi düzelticem. Kesin.
İşten erken çıkabilmeyi becerisi geliştiricem.
İnsanların özel günlerinde arayacağım; 1,5 ay sonra değil.
Buraya yazınca sıkıcı oluyor en iyisi yazmadan planlamak...

Herkese, hepimize mutlu bir yıl diliyorum.
Çocuklarımızla, ailelerimizle sağlıklı, mutlu, huzurlu...
Sevdiklerimizde daha bol zaman geçirebileceğimiz,
Daha çok kahkaha atabileceğimiz, dans edebileceğimiz,
Bütün projelerimizi gerçekleşitirebileceğimiz,
İşte gümbür gümbür başarıların olacağı,
Krizden uzak, bol paralı,
bol şanslı bir yıl...



 http://www.rfi.fr/actutr/articles/120/article_874.asp

12 Aralık 2011

Bu yazı bana yakışmaz ama..

Ölür müsün öldürür müsün?
Geçen akşam De.niz bana dedi ki "sen niye hiç arkadaşlarınla buluşup birşeyler yapmıyorsun" Bir anda gözlerimin boş boş baktığını farkettim. Ağzımı açtım birşeyler söylemek için ama anlamsızlığını düşündüm.
E be adam, sabah 6,45'te uyanıyorum, akşam 8'e doğru ancak eve geliyorum. Dem.ir ile oynuyor, yıkıyor, paklıyor, yatırıyorum. Akşam yemeği yiyor, evi topluyor ve 12'ye doğru koltukta uyuyakalıyorum.
Ha bu arada son birkaç haftadır sen cumartesi de dahil olmak üzere eve ortalama 9 buçukta geliyorsun.
Ben hangi arkadaşımla sen geldikten sonra buluşup, 5 dakika oturup muhabbet edebilirim ki?!.

Ayyy bu yazıyı yazarken kafama yine bir balyoz indi, tekdüze hayatım hakkında!
Beni bu hale getirebilecek tek kuvvet varmış hayatta, annelik!

8 Aralık 2011

Çok yaşa NASA

Biliyordum, mutlaka bizim gibi canlılar olduğunu bi-li-yor-dum.
sadece bizim gibi canlılar değil, bizimki gibi bir "dünya" varmış! Muhtemelen suyu, toprağı varmış, ne sıcak ne soğukmuş. İşte bulduk! Ya-ka-lan-dı-lar.

Kimbilir nasıl saklanıyorlardı milyonlarca yıldır. "Aman bu dünyalılar bizi bulmasınlar, gelirler de mazallah bizi de pişman ederler yaşadığımıza!"

Dünyanın 2,5 katı büyüklüğündeymiş. Düşünsenize ne denizler, okyanuslar vardır, kökünü kurutabiliriz; ne buzullar vardır eritiriz! Ne güzel hayvanlar vardır katlederiz, yeriz... Oh be, rahatla insanoğlu. Kurtuluşumuzdur bu!!! Artık geleceğe miras bırakmamız gerekmeyecek dünyayı!

Valla aklıma bir proce geldi yerleşti; oraya konut procesi yapsak da satsak ya şimdiden. Ya da Tubitak'tan para alalım; oraya yol yapacağız falan diye.  Ağa.oğlu amca haberi okuduğu anda başlamıştır çalışmaya... Heyecanlandım işte şimdiden. Çok yaşa sen NASA!

5 Aralık 2011

Terlik zırvası

Vallahi gelmişti aklıma. Yoldaydım, radyo dinlerken Baydın amcanın ev ziyaretini duyduğumda. Adamcağıza terlik vermeseler bari demiştim içimden. Ayakkabılarını kapının önünde çıkarttırmışlar mıdır ki? Baydın amca paspasın üzerine çoraplarıyla basıp, ayakkabısını eline alıp, holdeki üzeri fırfırlı örtüyle kapatılmış rafa koymuş mudur acaba? O ve tüm heyeti!

Terlikli zirve

Bu terlikten verselerdi, hazır kalabalık gelmişken temizlik de oluverirdi!!

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis