28 Haziran 2013

Küsmek nedir bilir misin?

Nazım Hikmet yazmış, ne güzelmiş... Hem de küsmek hiç adetim olmadığı ve küsenlere de hayret ettiğim halde...


Küsmek nedir bilir misin?..
Küsmek dürüstlük'tür
Çocukçadır ve ondan dolayı saf'tır
Yalansız'dır
Küsmek; seni seviyorum'dur...
Vazgeçememektir.
Beni anlatır küsmek.
Kızdım ama hala buradayımdır, gitmiyorumdur, gidemiyorumdur.
Küsmek; nazlanmaktır, yakın bulmaktır, benim için değerlisindir.
Küsmek, sevdiğini söyle demektir...
Hadi anla demektir...
Küsmek; umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır...
Yani, diyeceğim o ki:
Ben sana küstüm...

18 Haziran 2013

Today's oscar goes to...

Yüzüme susanlardan,konuşmayı öğrendim.


Özdemir ASAF



13 Haziran 2013

Geçti, geçti...

Kızgınlığım, kırgınlığım yine geçti.
Döndüm işte yine normale.
Yeni heyecanlar bile geldi oturdu içime...
Bu "enerji" işine örnek olmak için aday gösteriyorum kendimi!
Olumlu olunca, olumlu yaşanıyor :)


10 Haziran 2013

Yayınlayabilecek misin bakalım

Bugün bitse, yarın ve hatta bu yıl bitse...
Demir'in her anının kıymetini bilsem ama başka birşey yaşamasam.
Hayal ettiklerimin içine düşsem, kabus olanlar bin yıl uzağa gitse.
Ben, ben olarak kalsam ama sırtımdaki yükleri kenara bırakabilsem.
Yaşadığımı sandığım hayatım olsa yine üzerine çilekle çikolata eklense...
Bilmediğim yerlerden soru gelmese ya da artık sorulacak sorular üzerine yaşam kurmasam
Şükrettiğim herşey yanımda kalsa, gitmesini istediklerim milyon km uzağa.
Dengesiz ruh halim benden uzaklaşsa, herkesin gördüğü yüzüm gerçek olsa.
Bunları itiraf ettiğim için kızmasam kendime, yayınla ikonuna basabilsem....

Zihin

Bazen okyanusta yüzüp derede boğulduğumu hissediyorum.
İnsan zihni ilginç algılıyor.
Büyük şeyler canımı artık hiç acıtamazken küçücük detaylar bir anda içime işliyor.
Herşeye ama kesintisiz, en büyükten en küçüğe herşeye insan ne kadar sürede alışıyor?

6 Haziran 2013

Kaldırım Taşları

Gecelerdir iyice uykusuzum. Zaten sapıtık olan uyku düzenim Gezi olayları ile birlikte hepten zıvanadan çıktı.
Facebook, Ipad, TV ne varsa sabahlara kadar açık.

Dün gece ilk kez başka bir kanala takıldım, facebook ve twitterı kapattım ve yine Issız Adam'ı seyrettim. Yine söylendim söylendim ve yine bitişinde deli gibi ağladım! Uzun zamandır ağlamıyordum, bi tuhaf geldim kendime...

Ve dün uzun süredir kendimi çok geliştirdiğimi sandığım bir konuda pek de geliştirmediğimi duydum birkaç ağızdan. Olumsuz düşünmemek için de deli çaba sarfetsem de bir arpa boyu yol aldığımı görmek çok üzdü beni.

Dün bir süredir yoğun olarak hissettiğim bir duygunun aslında o kadar da yoğun olmadığını anladım.

Yine dün kankamın analizi ile benim de katıldığım şekilde bilinçaltımın bariz biçimde bilinç üstünü etkilediğini ve tavırlarımı bilinçaltıma göre geliştirdiğimi hissettim. Bilinçaltım hazır olunca - ki hazır olmak üzere- bazı şeyler değişecek galiba... Çağırıyorum artık...

Ve dün gece gördüğüm o minik kız elbiseleriyle içimdeki heyecanın ve dibindeki korkunun farkına vardım. Bugüne kadar büyük adımlar hep benden geldi, jak sabitti genelde. Şimdi koca bir adım geliyor ondan. O değişecek, hayatı, bakış açısı, herşeyi değişecek. O bunun farkına varmayacak ama ben bileceğim. Hayatının belki de en anlamlı zamanları başlayacak, odağı değişecek. Huyu suyu değişecek. Bende gördüğü hataları o da yapacak. Başkasına kızdıklarını o da uygulayacak. 6 ay kaldı. 6 ay sonra o küçücük kız geldiğinde yanımıza, Demir'in kardeşi olarak büyütebiliriz umarım birlikte. Ve dün farkettim ki o elbiseleri gördüğümde; yeniden teyze olmanın, o heyecanı, o korkuyu, o mutluluğu, endişeyi, sevinci, hayalleri yaşamanın tam da zamanı... Demir doğduğunda onların yaralarına ilaç olmuştu. Minik doğduğunda ise bana yeniden bir güneş doğacak...

Gezi Parkı

Bugün Gezi Parkı direnişinin 10. günü...
Ve özet bu:


Umarım birgün herşey çok güzel olacak...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis