25 Mart 2010

Hayal dünyası

Şöyle bembeyaz bir ofisim olsa…
Yine bembeyaz bir mac’im. Ve ben o mac’i canavar gibi kullanabilsem
Masamda dev gibi nikon bir fotoğraf makinem olsa ve ben istediğim “an”ları yakalayabilsem hep
Ofiste dolaşan küçük oyuncu bir kedi ile salına salına gezen bir golden olsa
Ofisin önünde bakımlı kocaman bir bahçe ve bahçede mis kokulu çiçekler, meyve veren ağaçlar olsa
Bahçeden çıkınca hayata karışabilsem, alışveriş merkezleri de olsa küçük küçük dükkanlar da
Yan komşum nefis bir pastane olsa, akşamüstleri oradan mis kokulu kekler gelse, yesem
Kocaman bir dolap olsa içinde çeşit çeşit içecekler
Bütün gün keyifli keyifli çalışsam, arkadaşlarım da uğrasa arada bana
Ofiste enerjili insanlar olsa, güzel işler çıkarsak bu enerji ile
Telefon sadece 1 kere çalsa, arayan kişi stres yaratmasa boşuna
Sabahtan akşama kadar müzik çalsa tımbır tımbır
İstediğim saatte gelebilsem işe ve gidebilsem oğluma, canım öpmek istediğinde
Hatta işe getirebilsem onu bırakmaya kıyamadığım anlarda…

24 Mart 2010

21.30 mesaisi

Bu sefer mesaideki ben değilim. (Hoş ben bu mesai işini boşladım zaten ne zamandır!) THY’nin call center insanı mesaideki. 21.30’da hala çalışıyor, yazık üzüldüm tabii.

Ama bu o saatte beni aramasını gerektirmiyor. Ertesi günü bekleyebilir benimle konuşmak için. O saatte uyuyanı, işi olanı, hastası olanı, dizisinin önemli yerinde olanı var. 21.30 call center elemanı tarafından aranmak için kötü bir saat! Kızcağıza ayıp olmasın diye ters konuşmadım ama kayıtları dinleyenlere ısrarla ilettim: “ayıptır! Bu saatte insan böyle bir konu için rahatsız edilmez!!!”
Zaten verdiği haber de kötü bir haber. 16’daki uçuşu almışlar 21’e. Tam uyku saatinde biz havalarda… Harika!

5 Mart 2010

Uyuyan Melek

Barış amcamız hergün yeni bir süprizle çıkıyor karşımıza, bugünkü de www.picjoke.com



4 Mart 2010

Demir My Hero

Bir tıkla: Demir My Hero

N’oluyor yani?

Her ölümden sonra karar veririm, geri kalan hayatım stressiz geçirip, küçük şeylerle mutlu olacağım! Ve bu şekilde en fazla üç gün yaşayabilirim…
Her hasta ziyaretinden sonra, bize verilmiş en büyük hediyenin sağlık olduğunu anlarım. Ve insanın en çok sağlıklı olduğu için mutlu olması gerektiğini. En fazla bir gün bunu uygularım…
Özellikle doğumdan sonra her pazartesinin rejime başlama günü olduğunu düşünüyorum. Ve pazartesi öğleden sonra bu rejimin bana göre olmadığını...
Yeni sorunum ise şudur: Her akşam işten eve gittiğimde onlarca plan oluyor kafamda yapmak istediğim. Ve her gece Demir’i yatırma aktivitesi sırasında % 80’ini elemiş, ertesi güne bırakmış oluyorum. Kalan %20 ise “düzenli olarak” koltukta uyuyakaldığım için otomatik olarak ertesi güne devrediyor.
Kendimden endişelenmeye başladım.

3 Mart 2010

"mış gibi" insanı

Neden "mış gibi" yapmak zorunda hisseder bazısı?
Kibarmış gibi yapmak mesela...
Değilsin işte, emanet gibi duruyor kibarlık üzerinde!
Niye uğraşıyorsun? Rahat ol, barış kendinle
Normal ol, düz ol!

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis