23 Haziran 2009

Ben miyim bu zat?


Palma d’oro


Tavsiye ediyorum. Şaşkınbakkal’da. Pek güzel herşey. Biz kahvaltıya gittik, çok güzel bir açık büfe vardı. Bol çeşit olsun diye herşeyi koymamışlar. Herşey leziz, herşey taze, bitenin yerine hemen yenisi geliyor. Mekan ferah, yeşil, çok kalabalık değil ama boş da değil. Müzik güzel. Garsonlar çok başarılı. Hesap abartılı değil. Üstelik indirimli saatler, indirim alan kartlar var. Akşamları da böyledir herhalde. Bizim için bu yazın mekanı belli oldu böylece.
http://www.palmadoro.net/

17 Haziran 2009

Tatil dediğin yolda başlamalı

Aras Kargonun ilanını görünce eskiden gittiğimiz tatiller geldi aklıma.
Babamın izni öyle kısacık olmazdı, minimum 15 gün sürerdi tatillerimiz. Dolayısıyla tatil eşyalarımız da ona göre olurdu. Arabayı öyle bir doldururduk ki Aras Kargonun modelinde giderdik gideceğimiz yere. En rahat babam otururdu. Annemin ayağının altında yolda yemek için hazırlanmış türlü atıştırmalıklar, kocaman bir termos, kendi kocaman seyahat çantası, yol boyunca dinlenecek kasetler vs. Arkada ebıl ve benim ayağımın altı ise tamamen dolu olurdu, ayaklarımızı uzatamazdık bile. Ben hep solda, ebıl hep sağda oturur, ortamızda da yolda her gördüğümüz meyveciden alınan meyveler veya o yörenin meşhur yenebilecek neyi varsa o... Ayrıca yol boyunca okumak, oyalanmak için türlü oyunlar vs. Bagajı anlatmıyorum bile, babam bagajın her santimini değerlendirirdi. Giderken de dönerken de yol bizim için çok çok keyifli olurdu. Gideceğimiz yere kadar, yer-içer şarkı söyler, eğlenirdik. O yıllarda Ege’nin ve Akdeniz’in görmediğimiz yeri pek kalmamıştı neredeyse. Gördüğümüz her sarı tabelaya girer, gezerdik. Annem, elinde haritalar (garanti olsun diye yedekli harita olurdu yanımızda) babama yol tarif ederdi. O kadar güzeldi ki o günler...
Şimdi en uzun gittiğimiz tatil bir hafta oluyor, koşa koşa uçağa yetişiyoruz, ne bir sarı tabela, ne yeni bir kasaba, ne bir Ege köylüsünün tatlı muhabbeti, ne de o lezzetini başka yerde alamayacağımız meyveler...
Niye yazdım ki ben şimdi bunları? Bir ilan beni nerelere götürdü! Kendimi bu yıl tatil yapmamaya hazırlarken bir anda coştum yine. Pofff!

11 Haziran 2009

Aklım göbeğimde!


Konsantrasyon konusunda pek problemi olmayan bendenizin artık ciddi bir problemi var. Büyüyen göbeğim aklımı alıyor sanırım. İçimde tepişen miniğin hareketlerini takip ederken o anda ne yaptığımı bile unutur hale geliyorum. Yazmadığım hemen herşeyi ya unutuyorum ya da geç hatırlıyorum.

Geçen gün salondaki boş bardakları alıp mutfağa götürmek için bile “düşünmek” zorunda kaldım! O hareket ettikçe ben ona odaklanıyorum, ona odaklanınca başka alemlere dalıyorum. Şaşırdığım insan modeline dönüştüm resmen. Doğumdan hemen sonra normale dönebiliyor mu acaba insan? Umarım dönüyordur da bebekle ilgileneyim diye şaşkın tavuk gibi dolaşmam ortalıkta!

Hamilelik izninin neden önceden başladığını da anladım tabii. Ağırlaşmaktan, yorulmaktan falan değil, odaklanamamaktan. Ofiste iş halletmek yerine yer işgal eder hale gelebilir demek ki insan bu durumda. Yani ben öyle olmaktan korkarım. Bunca yıldır geliştirdiğim çalışma stilim bir anda tepetaklak olabilir eğer bu enteresan halim biraz daha ilerlerse!!! Aklım gerçekten en çok göbeğimde!

3 Haziran 2009

Ayşe Arman olayı

Niyedir bilinmez okurum yazılarını ayda birkaç defa. Ve son zamanlarda hep aynı şeyi düşünüyorum. Köşe yazarı olmak yerine blog sahibi olmalı bu kadın. Köşesinde de dişe dokunur konu bulduğu zaman yazsın bence. Diğer yazılarını; çocuğunun tokası, sevgilisinin arabasını, bilmem neyinin bilmemkimini blogunda anlatsın...

Cehalet mi? Görgüsüzlük mü? Kendini bilmezlik mi?

Öğle saatlerinde İçerenköy Carrefour otoparkında arabayı park edip kısacık bir alışveriş turu yaptık. Döndüğümüzde arabanın yanında 4 çocuk (10-15 yaşlarında), anneleriyle birlikte birşeyler yapıyor. Benim aklıma ilk hırsızlık geldi tabi! Bizi görünce koşmalarını beklerken anne bir adım ileri attı, çocuları hala oldukları yerde. Ve o anda anladık ki çocuklar hırsız değil arsız ve pis! Ama anneleri onlardan bin kat beter! İki arabanın arasını tuvalet olarak kullanıyorlar! Bunu yapan kız çocukları, başlarında anneleri ve 50 adım ileride Carrefour ve tuvaletleri!
Annem ve ben hayretler içinde “aaa şurada tuvalet var, oraya gitsenize!!!” cümlelerini sarfederken, anne elinde sigarasıyla pişkin pişkin gülüyordu. Bu kadar çirkinlik olur mu ya? Hiç mi görmediniz? Belli ki İstanbul’da yaşıyorsunuz hiç mi anlamadınız sistemi? Dağ başı değil, Pazar günü Carrefour otoparkı burası. Tarla değil, bahçe değil...
O annenin yetiştirdiği o çocuklar da kendisine benzeyecek doğal olarak. Nasıl gelişmiş bir toplum olacağız peki biz? Herşeyi geçtim “ayıp” kavramını biliriz sanırdım, o da nanay. Deniz arabaya yaklaşırken kız çocukları gayet rahatlardı. Sokakta, ormanda, dağda, bayırda yaşayan hayvanlar tuvaletlerini gizlice yaparken, yaptıklarının üzerini toprakla kaparken; otoparkta annelerinin yanında tuvaletini yapabiliyor insanoğlu... Ne denir ki?

Rita Hanım


Ne çok taşınma anım oldu ama yazmazsam duramam ki. Taşınmadan en çok etkilenen aile ferdimiz Rita hanım oldu. 4 gündür yeni evdeyiz ama hala şaşkın. Ne yapacağını, nerede oturacağını kestiremiyor. İçeri gitse aklı bizde kalıyor, bizle otursa içeriyi merak ediyor. Eve en çok neredeyken hakim olacağını tespit edemedi bir türlü. Yeni cins kuşlar geldi hayatına, kargalarla savaşa devam edecek ama balkonda uygun, korunaklı noktayı bulamıyor bir türlü.
Hoşuna giden tek şey yeni odası ve odanın yeri sanırım. Girip yatağına yatıyor, evin tam ortasında olduğu için de kimin nerede olduğunu biliyor, kısmen rahat ediyor.
Aklıma hep bebek gelince neler yapacağı geliyor. Umarım evin iki küçümeni birbirlerini çok severler....

Tavsiye Ediyorum: Erenköy Nakliyat


Taşınma konusundaki büyük endişelerimden biri de nakliyecilerdi. Sordum, soruşturdum, kimse de “aa bak ben şununla taşındım, süperdir!” diyemedi. Sonuç itibarı ile internetten bulduğum 6-7 firmayı aradım. Birine karar verdik: Erenköy Nakliyat ve ben tavsiye ediyorum!Taşınacaksanız mutlaka görüşün. Çok organize, becerikli ve hızlı bir ekip. Ufak tefek hasarlar oldu ama çözebildiklerini çözdüler. Hayatımda ilk kez kırılan bir parça için haber vermeden gidip, aynısından alıp gelen bir taşımacı gördüm. Biz yardım etmek isteyince, “bu bizim işimiz” diyeni de ilk kez gördüm...Yorulduk demediler, ah demediler, paketlediler, açtılar, yerleştirip gittiler. Budur yani...

1 Haziran 2009

Ayrılık

Geldi ayrılık zamanı. Meğer ben evimi ne çok seviyormuşum. Bu gece bu evimizdeki son gecemiz. Ortalık koliler, koli bantları, kağıtlarla dolu. Akşamları çılgınca kolileme yapıyoruz, özel eşyalarımızı kolileri içine tıkışırıyoruz. Gördüğüm herşey bana birşeyler hatırlatıyor. Yıllardır dolapta duran ve hiç elime almadığım eşyalarım elime geçiyor. Hüzünleniyorum.
Çok güzel anılarımız var bu evde. Hep arkadaşlarımızla doldu taştı burası. Yakından geçen uğradı. Salonun penceresinden az mı seyrettim denizi elimde bir fincan çayla. Arka odadan görünen duvarla ilgili öyle çok proje geliştirdim ki... Sevdim ben bu evi yahu. Gri duvarlarımızı, tek tek seçtiğim banyo taşlarını, odaları...
Zaten herşeyin acıklı geldiği bu dönemde alıştığımız düzeni değiştirmek, yeniden başlamak hem çok heyecan veriyor hem de çok çok hüzünlü geliyor.
Rita huzursuz. Yine ev değiştirecek. Üstelik onun için çok eğlenceliydi bu ev; bahçedeki kertenkeleleri bekliyordu her gece, üstteki komşuya çorap taşıyor, apartman boşluğunda Deniz’i bekliyordu. Komşuların, kapıcının, yabancıların ayak sesini ayırt edebiliyordu. Evin her santimini ezbere biliyordu. Şimdi yine öğrenmek zorunda herşeyi. Üstelik onun için bu travma sadece ev değiştirme ile kalmayacak, bebek gelince hayatında ilk defa evin içinde, ondan küçük biri, onun kurallarına uymadan yaşamaya çalışacak. Biz yeni kurallar koyacağız, ona anlamsız gelecek. Yapmayacak, küseceğiz, o bize küsecek...
Yukarıdakileri okuyunca sanki “isteksizmişim gibi” yazdığımı farkettim. Oysa taşınmak, daha büyük eve, daha merkezi bir yere gitmek öncelikle benim fikrimdi. 6 yıldır yaşadığımız ev bizim için yeterli ve amacına kesinlikle uygundu ama büyüyen ailemiz için yeni evin daha doğru olduğuna inanıyorum. Şimdi hayal ettiğime çok yakın bir eve geçiyoruz. Umarım o evimizi de hepbirlikte çok güzel günler geçiririz...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis