22 Ağustos 2007

Alaçatı

Taş yollar, taş evler, dinginlik içindeki tuhaf hareketlilik, sadelik, harika yemekler, sakızlı kurabiyeler, nefis kokular, mavi-beyaz, ege insanı ve daha bir çok detay...
Dilek, Nil, Deniz ve ben. Altı üstü iki gün geçirdik Alaçatı'da ama hepimizin aklı hala orada. Merkezde Sailors Meydan Otel'de kaldık. 5 odalı küçücük bir pansiyon aslında. Ama herşey öyle şık, öyle hoş, öyle sade ki pansiyon demeye dilim varmıyor. Çalışanlar da pansiyon kadar hoş ve candan. Otelin altındaki Orta Kahve, nefis bir kahvaltı için birebir. Hemen karşı köşede Köşe Kahve'de kahvenin ve pastaların mis kokusu tüm sokağa yayılıyor. Pasta yemeğe, kahve ya da limonata içmeye doyamıyorsunuz. Lavanta kokuları geliyor sokaktaki satıcılardan ya da masaların üzerindeki vazolardan. Herkeste aynı huzurlu yüz, gülümseme. Yemekte kabak çiçeği dolması, deniz börülcesiyle birlikte içtiğimiz Alaçatı şarabının tadı damağımda...
Evet kesinlikle tekrar tekrar, sık sık, Alaçatı'ya gitmek istiyorum. Yine Sailors otel de kalmak, o sokaklarda bir aşağı bir yukarı yürümek, ne yesem, ne içsem, ne alsam diye düşünmek istiyorum...
Not: Çektiğimiz fotografları en kısa zamanda bloguma koyacağım...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben de...
Beyaz cibinliklerin altında bir daha sarhoş olmak istiyorum

bir daha..hem de kankam yanımda..

Bir daha o rengarenk evleri gormek istiyorum

Biraz daha az panik halde..
Biraz daha fazla keyfini çıkartarak

mnim dedi ki...

:) kalbi ege'de kalan kalana... En iyisi hafta sonu tekrar ege'ye gitmek :P

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis