14 Temmuz 2008

Yarışma Psikolojisi

Çocukluğumdan beri pek hoşlanmam yarışmalardan, yarışanlardan, yarıştırılanlardan. Çoçukken her alanda olurdu yarışma. Okumayı ilk söken, en hızlı koşan, en iyi ingilizce konuşan, en yüksekten atlayan vs... O zamanlar hiç hoşlanmasam da mecburen katılırdım bir çoğuna. Kazanmak için deli gibi uğraşır, kazanamazsam bir sonraki yarış için sabırsızlanırdım. Kazansam da kaybetsem de hep kaybedenler için üzülürdüm. Hala da öyledir... Kaybedenlerin üzüntüsü içime işler...
İşte bu yüzden uzun zamandır hiç kimseyle yarışmadım. En iddialı olduğum alanlarda bile karşımdakinin bozguna uğrayışını görmek istemem (istisnalar kaideyi bozmaz – duruma göre istisnaların bozguna uğrayışını seyrederken keyif bile alabilirim!!!)
Kısacası yarışmalardan hiç hoşlanmam... (bu işi meslek olarak seçenlerden bahsetmiyorum elbette; sporcuları ben de büyük keyifle izlerim, Beşiktaş’ım her maçta kazansın isterim!)
Yine dağıttım konuyu galiba ama geçen gün Efes’in bu yıl 3. kez düzenlediği yarışmayı gördüm. Ve enteresandır bu yarışmaya bayılıyorum, hatta katılmak bile istedim. Yarışmak için değil ama Efes kutularından bir maket/obje yapıp orada sergilendiğini görmek için. İlanı gördüğümden beri aklımdan onu mu yapsam bunu mu yapsam diye programlar yapıyorum. Biliyorum katılmayacağım o yarışmaya ama Efes bu yarışmasıyla sürekli aklımda... Pek beğendiğim ve sevdiğim markalardan biri olan Efes’i ve yarışma fikirlerini tebrik ediyorum. Yarışma bile olsa iyi fikirmiş...
Web sitesi için:
http://www.efeskeyfi.com/maketveobjeyarismasi/

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis