6 Haziran 2013

Kaldırım Taşları

Gecelerdir iyice uykusuzum. Zaten sapıtık olan uyku düzenim Gezi olayları ile birlikte hepten zıvanadan çıktı.
Facebook, Ipad, TV ne varsa sabahlara kadar açık.

Dün gece ilk kez başka bir kanala takıldım, facebook ve twitterı kapattım ve yine Issız Adam'ı seyrettim. Yine söylendim söylendim ve yine bitişinde deli gibi ağladım! Uzun zamandır ağlamıyordum, bi tuhaf geldim kendime...

Ve dün uzun süredir kendimi çok geliştirdiğimi sandığım bir konuda pek de geliştirmediğimi duydum birkaç ağızdan. Olumsuz düşünmemek için de deli çaba sarfetsem de bir arpa boyu yol aldığımı görmek çok üzdü beni.

Dün bir süredir yoğun olarak hissettiğim bir duygunun aslında o kadar da yoğun olmadığını anladım.

Yine dün kankamın analizi ile benim de katıldığım şekilde bilinçaltımın bariz biçimde bilinç üstünü etkilediğini ve tavırlarımı bilinçaltıma göre geliştirdiğimi hissettim. Bilinçaltım hazır olunca - ki hazır olmak üzere- bazı şeyler değişecek galiba... Çağırıyorum artık...

Ve dün gece gördüğüm o minik kız elbiseleriyle içimdeki heyecanın ve dibindeki korkunun farkına vardım. Bugüne kadar büyük adımlar hep benden geldi, jak sabitti genelde. Şimdi koca bir adım geliyor ondan. O değişecek, hayatı, bakış açısı, herşeyi değişecek. O bunun farkına varmayacak ama ben bileceğim. Hayatının belki de en anlamlı zamanları başlayacak, odağı değişecek. Huyu suyu değişecek. Bende gördüğü hataları o da yapacak. Başkasına kızdıklarını o da uygulayacak. 6 ay kaldı. 6 ay sonra o küçücük kız geldiğinde yanımıza, Demir'in kardeşi olarak büyütebiliriz umarım birlikte. Ve dün farkettim ki o elbiseleri gördüğümde; yeniden teyze olmanın, o heyecanı, o korkuyu, o mutluluğu, endişeyi, sevinci, hayalleri yaşamanın tam da zamanı... Demir doğduğunda onların yaralarına ilaç olmuştu. Minik doğduğunda ise bana yeniden bir güneş doğacak...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis