27 Ocak 2009

Sıkıcı bir yazı...

Bu aralar kızmamak, sinirlenmemek ve streslenmemek istiyorum. İstemekten öte böyle olması gerekiyor. Ben de elimden geleni yapıyorum. Ama elimden çok gelemiyor. Bir anda öyle bir olay oluyor ki sinirimi geçirmenin tek yolu gidip o kişinin kafasına bir güzel patlatmak. Ama o da olmuyor. Patlatamıyorum, hatta birşey bile söyleyemiyorum. Yaşına hürmeten. Başka birşeyden değil yani. Aynı yerde yıllar geçirince kimin ne olduğu gün gibi ortada oluyor. Hiçkimseyi sevmek zorunda değilim biliyorum. Ama saygı duymam gerek. Gerek de bunun için de saygı duyulası insanların olması gerek. Yoksa? Yok işte. Beni de sevmeleri gerekmiyor. Ama saygı duymaları gerek, en azından yaptığım işe ya da (artık bana çok anlamsız gelen) özverime. Ama o da yok.
E ne yapmak gerek? Profesyonellik gerek. Burası bir şirket. Onlar ister ben yaparım, ben isterim onlar yapar. İki taraftan biri yapmak istemiyorsa ne olur? İşte o zaman profesyonellik devreye girer, hesap kitap işleri ortaya çıkar. Onların hesabı ile benim hesabım uymazsa ne olur? Hesabımın uyacağı yer beni bulur, ben onları.
Bunları niye mi yazdım? Yine çok sinirlendim. Hesap kitap işleri yapmam lazım... Bir de sinirimi geçirmem.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis