3 Ocak 2009

Televizyonda sabah işkencesi

Cuma günü evdeydim. Bir iş gününde evde olmanın büyük mutluluğunu yaşadım. Sabahtan yapmam gereken işleri bitirdim ve saat 11 sularında oturdum TV'nin karşısına. Aksilik ya, film kanallarındaki filmleri ya seyretmişim ya da hiç seyretmek istemeyeceğim filmler var. Açtım tematik kanalları, yine aynı durum; ya seyretmişim ya da hiç ilgimi çekmeyen konular. Kaldım ulusal veya yerel kanalların programlarına. Aslında biliyordum başıma gelecekleri ama bu kadarını gerçekten hayal dahi edememişim. Kadın programları vardı kanallarda ama ne programlar. Bir kere kadın programı olmanın ön koşulu programda birileri göbek atacak. Bu önemli görevi sunucu, program konuğu ya da davetliler ya da hepsi birden yapacak. Programlarda içerik yok. Program konuğunun özel yaşamı (ki dünkü programlada konuk Fatih Ürek, Arto ve ismini bilemediğim ancak aynı kategoriden başka insanlar), yeni albüm çalışmaları ve diğer meslektaşları hakkındaki düşünceleri, içeriği oluşturuyordu. Bir kaç yerel kanalda yemek tarifine de rastladım ki bu bence gerçekten çok daha faydalı bir konuydu...
Azap dolu bir saatin ardından düşündüm. 4 yıl gazetecilik, 2 yıl halkla ilişiler okudum. Türkiye'deki en iyi televizyonculardan, halkla ilişkilerin pirilerinden ders aldım. Televizyon kanallarında hem çok reyting alan hem hiç almayan programlarda, programcılara çalıştım. O zamanlar da da televizyon eğlence aracıdır derdik ama eğitim bu kadar geri planla değildi. En azından seçenek vardı, isterseniz Türkçe'yi doğru konuşan birilerini izleyebilir ya a bir konunun uzmanının görüşlerini öğrenebilirdiniz. Dün seyrettiğim programlarda gece kıyafeti ile sabah programı sunan sunucular kendilerini "uzman", "geliyom, hadee" gibi sözcükleri de normal sanıyorlardı.
Türkiye'deki ev kadınlarının çoğunun o saatlerde ekran başında olması çok normal. Ama o kadar kanalda bir tane mi elle tutulur birşey olmaz! O programcılar, sunucular yaptıkları programları kendi annelerinin, kardeşlerinin seyretmelerin isterler mi? Boş konuşmalardan, göbek atmaktan, çiftleri birbiriyle tanıştırmaktan, bağrış çağrış kavga eden insanları göstermekten ya da manevi sömürü yapan dramaları tüm gün yayınlamaktan daha fazla verebilecekleri hiçbirşey yok mu Türk kadınına? "Milletçe eğitimsiziz, gittikçe cahileşiyoruz" derken hiç m dönüp bakmazlar kendi programlarına?
Bu programlar da olmalı, evet, bunlara da ihtiyaç vardır elbette. Ama bu kadar yoğun değil. Bu kadar basit de olmamalı. Bence her geçen gün daha kötüye gitmemizin sebeplerinden biri de bu. Basitliğin topluma kanıksatılması...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis