30 Haziran 2014

analyze this

Dün bir cümle kurdum.
Kurduğum cümle çok tuhaf/tanıdık geldi sonradan, aklıma geldiğinde.
Ama böyle hissediyorum. Şair ruhlu biri çıkıp bunu şiir yapsa beğenilesi birşey olurdu eminim...
Dedim ki;
Yapılan hatalardan dolayı, geçirilen onca güzel zamanı inkar edecek değilim. Beklenmedik olaylar oldu diye, hayat boyu "hata" yapılmış varsayacak da değilim.
Ama bunları unutabilecek/affedebilecek kadar büyüklük de yapabileceğimi sanmıyorum.

Şimdi aslında bu kurduğum cümlelerin kimin için kurulduğunu beni bilen herkes rahatça anlayabilir.
Ve aslında öyle de...

Ama dünden beri bu cümleyi kafamda çok evirip çevirdim. Ve anladım ki bu yaşıma kadar ben zaten böyle yaşamışım ancak bunu analiz edebilecek zamana/farkındalığa sahip değilmişim...
Hayatımda yeri olan insanlar, her ne olursa olsun, benim uzaklaştırdıklarım olmuyor. Ben hataları bir şekilde kabulleniyorum çünkü "geçmiş" benim için hep çok özel ve kıymetli. Ama bu hataları affettiğim ya da unuttuğum anlamına da gelmiyor; hatırlıyorum. Hatayı yapan bensem de karşı tarafsa da...
Affedilmek (affedilmeyi istemek)/affetmek farklı çalışıyor benim mantığımda. Kabullenmek oluyor daha ziyade bunun adı sanırım. Kabullenip devam ediyorum ama yeni bir boyuta taşıyarak.
İlginç bir özellik galiba.

 

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis