15 Kasım 2012

Ne hissediyorsun?

Bu aralar daha fazla duyduğum bir soru kalıbı yok sanıyorum.
Ne hissediyorsun sorusundan daha çok nefret ettiğim bir dönem de.
Ve bu soruya verecek cevap bulamadığım da hiç bu kadar olmamıştır herhalde.
Benim haricimdeki herkesin ne hissettiğim konusunda fikir sahibi olması da.

"Türk tipi insan zor günlerde anlaşılıyor" kanaatindeyim. Yakın, uzak farketmez; vazife biliyor herkes üzerine. Enteresan ya da kötü örnekler verme, yangına körükle gitme, aşırı tepki gösterme, başka konu konuşamama, batıllıkta zirveye ulaşma, olaya müdahil olma arzusu da cabası. Böyle zamanlarda alıp başımı gitme isteğim doruk noktalara ulaşırken, Amerika'dan döndüğümüze de maksimum pişman oluyorum.

Bazen bana bu soruyu soranların benim ne hissettiğimle yakından uzaktan alakasının olmadığını; kendi düşüncelerini ya da hislerini bana anlamsızca empoze etmeye çalıştığını düşünüyorum. Durum analizi yapmak her babayiğidin harcı olmamalı be blog. Anlatmamı isteyen, dinlemeyi bilmeli.

Ne mi hissediyorum blog, bak sana yazıyorum:
Bunları yazarken hiç iyi hissetmiyorum mesela. Ağzıyla soru sormayan ama gözüyle ciğerimi görmeye çalışan bakışlar da hiç iyi hissettirmiyor. Üst üste gelen ve detay soranlar ve kafasına göre beni konumlandıranlar da hiç iyi gelmiyor. Benden fazla fikir sahibi olan ya da benden aşırı tepki verenler de inan iyi hissettirmiyor.

Ne zaman mı iyi hissediyorum: geleceği düşünebildiğimde...
Benim yaşadıklarımı yaşamış insanların beni anladığını hissettiğimde. Plan yapabilme gücüne sahip olduğumu düşündüğümde. İlk ve son olmadığımı hatırladığımda...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
 
Copyright 2009 mynameismelis